20 Kasım 2010 Cumartesi

Kerem Akça'nın Yeşim Ustaoğlu kitabı üzerine yazısı bugün Habertürk'te...

Aranan Yeşim Ustaoğlu kitabı
20 Kasım 2010 Cumartesi, 10:11:57

20 yılı aşkın kariyeriyle başarısını kanıtlasa da bir türlü bir sinema kitabına konu olamamıştı Yeşim Ustaoğlu. Neyse ki bu durum Mizgin Müjde Aslan’ın gözüne batmış ve bize ‘Yeşim Ustaoğlu: Su, Ölüm ve Yolculuk’un sunulmasını sağlamış. Böylelikle yönetmenin auteur olup olmadığı gerçeğini sorgulayan kapsamlı bir çalışmayla yüzleşiyoruz. Ülkemizde sinema kitabı üretiminin azlığına karşı duruşuyla Agora Kitaplığı, elbette bu tez niteliğindeki çalışmanın basılması için en doğru yer. Dileriz daha önce ustalara da yer veren Agora, sinema dizisine emin adımlarla devam eder. ‘Yeşim Ustaoğlu: Su, Ölüm ve Yolculuk’ gibi aranan kitaplara destek olur ve kültür-sanat alanına desteğini sürdürür.

Meslektaşım Mizgin Müjde Arslan’ın ilk bireysel kitabı ‘Yeşim Ustaoğlu: Su, Ölüm ve Yolculuk’, Türk sinemasının son 20 yılına damga vurmuş bir figürün, Yeşim Ustaoğlu’nun kariyerini mercek altına alıyor.

Sinema ve kültür-sanata duyarlı bir kitapevi: Agora

Daha önce Stanley Kubrick, Charlie Chaplin, Ertem Eğilmez, Krzysztof Kieslowski, Federico Fellini, Dziga Vertov, Jim Jarmusch, Theo Angelopoulos, Yılmaz Güney, Lars Von Trier, Ken Loach gibi ustaların sinema kitaplarını çıkaran Agora Kitaplığı böylece ‘sinema dizisi’ne yeni bir halka ekleme olanağı yakalıyor.

Ülkemizde sanat ve sinema alanında basılan kitap sayısının azlığından ötürü bu kitapevinin duruşunu takdir etmek ve münferit akımlar ile konularla birlikte 30’u bulan arşivini desteklemek boynumuzun borcu.

Akademik çalışma niteliğinde bir kitap

Kitabın ise sadece Yeşim Ustaoğlu’nun hayat hikayesi ve filmografisine odaklanmaktan daha farklı bir işlev gördüğünü söyleyebiliriz. Öyle ki bir sinema yazarı güdüsüyle olaya yaklaşan Aslan, tez çalışması ya da akademik çalışma tanımlarıyla anabileceğimiz bir işe imza atmış. Bunun sonucunda yönetmenin dört uzun metraj, dört kısa metraj, bir de belgesel içeren filmografisinden ‘Yeşim Ustaoğlu auter mü?’ sorunsalına uzanmış.

Aslında bu soruya, ilk cevap olarak ‘dört uzun metraj filmle ulaşmak zor’ yorumu yapılabilir. Ancak böyle bir kanun da yok. Kariyerinin ilk bölümünde nasıl bir filmografi izleyeceğini belirleyen birçok yönetmen var öyle ki. Ancak ‘auteur’ dediğimiz yani bir yönetmenin her filmine aynı temalar, görsel estetik ve daha nice şeyle yaklaşması meselesi, kanımca Yeşim Ustaoğlu için beklenmesi gereken bir süreç. Fakat Aslan’ın bütün öne sürdüğü şeylere, özellikle minimalist duruş ile kimlik ve aidiyet gibi temalar açısından katıldığımı söylemeliyim.

En önemli kadın yönetmenimiz

Zaten kitabın beş bölüme ayrılıp (giriş, auteur kuramına bakış, Ustaoğlu biyografisi, filmler üzerinden auteur kuramına bakış ve sonuç) böylesi detaylı bir inceleme sunması karşısında boynumuz kıldan ince. Bunlara filmografi ve röportajın da eklendiğini unutmayalım tabii. Böylece saygı durmaktan başka çaremiz kalmıyor.

Hemen ekleyelim Ustaoğlu, Nuri Bilge Ceylan, Zeki Demirkubuz, Reha Erdem, Derviş Zaim gibi isimlerle birlikte sinemaya 90’ların yeni kuşak Türk sinemasına dahil olsa da bunların arasında en az ele alınanıdır. Halbuki aynı dönemde çıktığı Tomris Giritlioğlu ve Handan İpekçi’nin üzerinde yer alan, en önemli kadın yönetmenimizdir kendisi. Bu sebeple de böylesi bir kitabın raflara girmesi şarttı. Üzerine ustalıklı bir inceleme eklenmesi de tuzu biberi olmuş.

Hiç yorum yok: