27 Ağustos 2011 Cumartesi

Selçuktaki sinema atölyesine dair bir haber...

Gizli yetenekler kampta ortaya çıkıyor
Eren Saran / Eda Aktaş / Ender Gündüz
İzmir Selçuk’ta gerçekleştirilen gençlik buluşmasına katılan gençler dinlenme, eğlenme ve panellerin dışında gün içerisinde kendi ilgi alanlarına ve yeteneklerine göre resim, fotoğraf, sinema ve evrim gibi çeşitli atölye çalışmalarına katılıyorlar. Daha önce nasıl bir yeteneğe sahip olduklarını bilmeyen gençler, atölye çalışmaları kapsamında gizli kalmış yeteneklerini de ortaya çıkarıyorlar. Biz de atölye çalışmalarının yürütücülerinden kamp ve atölye çalışmalarıyla ilgili görüşlerini aldık.

Evrim atölyesini yöneten Burak Kiraz, evrim atölyesine liselilerin yoğun ilgi gösterdiğini belirterek “Evrim olgusundan yola çıkarak başladığımız tartışmaları atölye katılımcılarının da katkısıyla günümüzün modern evrimsel biyolojisine kadar getirdik” dedi. Amaçlarının evrimin bütün basamaklarını anlatmak değil kısıtlı zamanda katılımcı gençlerin daha sonra da araştırmasına yol açacak kafalarında soru işaretleri oluşturmak olduğunu söyleyen Kiraz “Bunu da kendilerini geliştirmeleri için merak uyandırarak ve okumaları için çeşitli eserler sunarak yapıyoruz” dedi.

HALAY ÇEKİLEN HER YERDE BİZ VARIZ

Her kampta olduğu gibi bu sene de gençlerin halk oyunlarına ilgisinin yoğun olduğunu ifade eden halk oyunu atölye yürütücülerinden Ali Oğan, “İlgi daha çok halaylar oluyor zaten. Gördüğünüz gibi her müzikte halaylar çeken bir gençliğimiz var. Yani bunun biraz da suçlusu benim diyebiliriz. Sürekli her sene yeni arkadaşlara halay öğretiyoruz ve kamp alanı çoğu zaman halay çeken yüzlerce gençle doluyor” diye konuştu. Atölyede doğu yöresi halayları ve Ege yöresi zeybeği üzerinde çalıştıklarını söyleyen Oğan, “Ayrıca Elazığ’da yıkılan Çayda Çıra Heykeli’ne ithafen kamp sonunda gerçekleştireceğimiz gösteriye Çayda Çıra oynayarak başlayacağız. Aslında oyun oynamayı öğretirken aynı zamanda gençlerin özgüvenlerini sağlamak ve kampın genelinde var olan kolektif yaşama katkı sağlamaktır” dedi.

GENÇLERİN İNANCI UMUDUMU TAZELEDİ

Sinema atölyesinin eğitimlerini yürüten Yönetmen Mizgin Müjde Arslan da atölye katılımcılarının ilk güne oranla zamanla azalsa da çok kaliteli ve iyi bir ekiple çalıştıklarını söyledi. Gençlerin gözlerinin içinde o ilgiyi ve aşkı gördüklerini belirten Arslan, “Bizden hakikaten bir şeyler öğrenmek ve film çekmek istiyorlar” dedi. Kamp süresi boyunca 4 filmin çekim aşamasını tamamladıklarını ve bu filmleri çekerken bütün ekibin kendisini iyi hissettiğini söyleyen Arslan, bu olumlu düşünceleri hissetmelerinin nedeni üretim içerisinde olmak ve bu üretimin gençler arasında iletişimi ve dostluğu güçlendirmek olarak açıkladı. Arslan , “Hem üretiyoruz hem de öğreniyoruz . Burası küçük bir Türkiye gibi, çok kalabalık; her yaştan ve her görüşten ve farklı kesimlerden Türkiye’den insanlar buradalar. Bu insanlarla bir araya gelmek bu enerji bu heyecanı tatmak ya da bu sohbetleri yapmak müthiş bir şey”dedi. Sürekli böyle kamplar kursak ve sürekli film çeksek diye düşünüyorum diyen Arslan, “Bu gençlik aslında beni de heyecanlandırıyor ve daha da çok üretmeye sevk ediyor. Kampa gelmeden son günlerde işleri bitirip geldim. Yeni bir film bitirdik ‘Şin’ adında Türkçesi matem olan bir belgesel, kayıp mezarlar üzerine. Bir genç kadının babasının mezarını arayışından Maxmur’a gidişini anlatıyor. Buraya gelene kadar Türkiye’nin bu filme hazır olup olmadığı konusunda var olan şüphelerim gençlerin inancını ve cesaretini görünce azaldı” diye konuştu.

Atölye çalışmalarının verimli olduğunu ve kamp sonrasında birkaç kişinin fotoğrafla kopmaksızın çalışmalarına devam edeceğini dile getiren Fotoğrafçılık atölyesi yürütücüsü Özcan Yaman, “Fotoğrafın bir hafta gibi bir sürede öğrenilmesi mümkün değil. Teknik olarak bunları gene aynı şekilde öğretmek mümkün değil ama bir şey mümkün bunun mantığını verebilmek. Fotoğrafın ne olduğunun mantığını verebilmek. Ve bu anlamda fotoğraf felsefesini ben vermeye çalıştım. Çünkü işin teknik yanını kendileri de isterlerse başarabilirler” dedi. (Selçuk/EVRENSEL)


--------------------------------------------------------------------------------

HEM EĞLENİYORUZ HEM ÖĞRENİYORUZ

Dilara Erdan: İzmir’de mimarlık okuyorum ve okuduğum bölümle de ilişkili olduğu için fotoğrafçılık atölyesinin bana çok şey kattığını düşünüyorum. Kendimi geliştirmek için katılıyorum bu atölyeye.

Fırat Özgür Özcan: Genel kültür açısından fotoğrafçılık atölyesi bana çok şey kattı. Ve ilerisi için çok fikrim yok ama böyle sevmeye ve öğrenmeye devam edersem fotoğrafçılığı düşünebilirim.

İdil : İzmir’den katılıyorum. Kamp güzel gidiyor, eğleniyoruz. Resim ve baskı atölyesine katılıyorum. Atölyede önce kağıtlardan baskı şekli çıkartıp sonra tişört ya da başka yerlere baskı yapıyoruz.

Pınar Vağaç: İstanbul’dan katılıyorum.Kampta atölye faaliyetlerine katılıyoruz. Hem değişik şeyler öğreniyoruz hem de genel kültür olarak da faklı şeyler var. Paneller de verimli geçiyor aklımıza takılan soruların cevaplarını bulabiliyoruz. Ve yeteri kadar eğlenebiliyoruz. Baskı ve resim atölyesindeyim, ilk gün resimler yaptık ve sonrasından bu resimleri oymaya geçirdik. Oymadan sonra baskı bölümüne geçtik. Çok zevkli geçiyor.

Kardelen : Çanakkale’den katılıyorum. Kamp bu sene eğlenceli ve güzel geçiyor. Atölye çalışmalarına katılıyoruz ben de sinema atölyesinin çalışmalarına katılıyorum. Paneller ve söyleşilerle güzel geçiyor. İlk zamanlar sinemanın tarihi hakkında bilgiler edindik onları öğrendik. Ve üç tane kısa film çektik. Birisi toprakla birisi televizyonla birisi de toplanan şişe kapaklarıyla ilgili film çektik. Ve kampın son günlerinde bu filmleri yayınlayacağız.


--------------------------------------------------------------------------------

ÜNİVERSİTE FORUMU

GENÇLİK Kampında bir araya gelen üniversiteliler, Emek Demokrasi ve Özgürlük Blokunun başarısının üniversitelere nasıl taşınabileceğinden kol/kulüp ve ÖTK çalışmasına, demokratik hak ve eylemliliklere desteğin artırılmasından, üniversiteler üzerindeki sürdürülen neoliberal yeniden dönüşüme karşı mücadeleye birçok başlıkta tartışmalar gerçekleştirdi. TMMOB’a yönelik saldırıların da konuşulduğu forumda, mühendislik öğrencilerinin kendi örgütlerine sahip çıkması ve örgütlenmesi gerektiğinin altı çizildi. Son olarak, gençlik kampı vesilesiyle bir araya gelinen aydın ve sanatçıların, gerçekleştirdikleri atölyelerde gençliğe aktardıkları deneyim ve kültürün oldukça önemli olduğu ve bu paylaşımların tüm şehirlere taşınması gerektiği vurgulandı.


25.08.2011 / EVRENSEL GAZETESİ

15 Ağustos 2011 Pazartesi

Bir alıntı...

"Sigara içme belki de en açık oral takıntıdır. Sigara emme fiziksel, duygusal ve psikolojik rahatlık sağlar. Bu nevrotik bir davranış, sağlıksız ve fiziksel olarak bağımlılık yaratan nevrotik bir alışkanlıktır."